ODA ORGANLARI


TMMOB TEKSTİL MÜHENDİSLERİ ODASI 16. GENEL KURUL SONUÇ BİLDİRGESİ

 

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası 16. Olağan Genel Kurulu delegelerin ve konukların katılımı ile 26 Mart 2022 tarihinde İzmir’de gerçekleştirilmiştir. Genel Kurul kapsamında yapılan sosyal ve mesleki durum analizi, sorunlar ve çözüm önerilerinin aşağıdaki şekliyle kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştır.

 

Tekstil, Deri ve Konfeksiyon sektörü, ülkemizdeki ihracat sıralamasında ikinci sırada yer almaktadır. Üniversitelerimizdeki Tekstil Mühendisliği bölümlerine yönelik tercihlerin giderek azaldığı, yapılan çalışmaların yeterli olmadığı görülmüştür. Sektörün canlanması, gençler tarafından tercih edilebilir olabilmesi için etkin çalışmalar yürütülmeli, çalışma alanına yönelik insancıl çalışma şartları güçlendirilmelidir. Yeniliklere, gelişmelere, istihdama yönelik büyük katkısı olan, en hızlı iş bulunabilen sektörümüzün bu özelliği bilinmelidir. Özellikle teknik anlamda kalifiye mühendise olan ihtiyaç üyelerimizce fırsat olarak görülmelidir. TMO olarak mesleki anlamda ihtiyaç duyulan her konuda destek vereceğimizi bildiririz. Meslektaşlarımızın istihdamında TMMOB tarafından belirlenmiş olan asgari ücret değerlerinin gözetilmesi ve mesleğin saygınlığını arttırmaya yönelik çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalarımızı güçlendireceğiz.

İklim krizi ve sürdürülebilirlik tüm dünyada giderek önem kazanan iki önemli konudur. Karbon ayak izi, kaynakların etkin kullanılması, ekolojik sistemlerin daha fazla talep edilmesi ve bununla bağlantılı Yeşil Mutabakat koşullarını sağlayacak çalışmalar biz tekstil mühendislerinin katkısıyla geliştirilecektir. TMO olarak doğaya, yaşama, canlıya olumlu katkı verecek tüm çalışmaların içerisinde olacağımızı belirtiriz.

 

 

  1. Genel Kurulumuzun başında vurgulanmış olduğu üzere geçtiğimiz dönem ağır, yıpratıcı, anlaşılması güç ve karşısında mücadele edebileceğimiz alanların giderek daraltıldığı birçok olaya tanıklık etmiştir. Ülkemizi olumsuz olarak etkileyen bu olaylar karşısında meslek örgütümüz TMMOB ve TMO geleneğinden aldığı değerleri geleceğe taşımak için her zaman meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın lehinde politikalar üretmeye devam etmektedir. Önümüzdeki dönemde bu politikalarını zenginleştirerek mücadelesini büyütmeye devam edecektir.

 

  1. Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Corona virüs tehditi halen devam etmektedir. Dünya tarihinde 100 yılda bir görülebilecek bulaşıcı hastalık olan Covid-19 virüsü yaşamlarımız üzerinden birçok gerçekliğimizi gözler önüne sermiştir. Pandemi süreci karşısında geliştirilen politikalar, neo-liberal ideolojiye dayalı uygulamaların iflas ettiğini göstermiştir. Yeterli koruma tedbirleri alınmadan güvencesiz çalışma koşulları ağırlaştırılmış, emek sermaye çelişkisi giderek artmıştır. Pandemi süreci ve sonrasında özellikle emek yoğun sektör alanlarında çalışanlar ciddi anlamda sömürüye maruz bırakılmış, emekçiler haksız yere işten çıkartılma tehdidi ile baş başa bırakılmıştır. TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası olarak sistemin dayattığı düzene karşın her zaman emekçilerin yanında olacağımızı bildirir, pandemi sürecinde halkın sağlıklı ve hijyenik ürünlere erişebilirliğine katkı sunmak adına çalışmalar yapacağımızı tekrar belirtmek isteriz. Bundan sonraki süreçte halk sağlığını tehdit edebilecek koşullarda ve uygun olmayan malzeme ve ekipman kullanılarak yapılan her türlü üretime karşı olduğumuzu bildiririz.

 

  1. 2021 yılında yirmiden fazla şehirde meydana gelen orman yangınları nedeniyle yurttaşlarımız hayatını kaybetmiş, ormanlık alanlar, kent yerleşimleri, tarım arazileri ağır tahribata uğramıştır. Değişen iklim etkisiyle orman alanlarının rant kazanılabilecek alanlar  olarak görülmesi ve imara açılması, kontrolsüz ve kuralsız madencilik faaliyetlerinin baskısının artması ormanlarımızı ve bünyelerindeki ekosistemlerin geleceğini tehdit etmeye devam etmektedir. Ormanlarımızın korunması ve geliştirilmesi anayasal güvence altına alınmış olmasına rağmen birçok tehditi içinde barındırmaktadır. Yine iklim krizinin olumsuz etkileri,  yanlış imar politikaları ve yanlış imar uygulamaları ülkemizin bir çok yerinde sel ve doğal afetlerden kaynaklı can kayıpları yaşanmış ve bu felaketlerin yaşandığı yerlerde doğa ve canlılar telafi edilmesi mümkün olmayan kayıplar vermiştir. Doğa ile uyumsuz ve plansız kentleşme, sanayi, enerji vb. politikalar sonucu yok edilen doğal yaşam alanları ve bozulan ekosistemler sağlık sorunları, gıda krizi, iklim krizi gibi sorunların doğmasına neden olmuştur. Mühendislik etiği gereği bilimsel yöntemlerle doğal afetlere karşın zarar görmeden mücadele edebileceğimizi biliyor uygulanan yanlış imar ve ranta dayalı politikaların bir an önce durdurulması gerektiğini ve bu uygulamaların karşısında olacağımızı tekrar belirtmek isteriz.

 

  1. TMMOB-TMO olarak dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşecek savaşı ve savaşı destekleyen politikaları da desteklemiyor ve lanetliyoruz. Günümüzde gerçekleşen Ukrayna ve Rusya Savaşı'nın karşısında barış talebimizi dile getiriyoruz. Savaşın yıkıcı etkisinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor, savaşa karşın barış demeye devam edeceğimizi bildiriyoruz. Yurtta ve dünyada barış söylemimizi her alanda çoğaltacağımızı yinelemek isteriz.

 

  1. Meslek odalarının öncelikli hedefi; üyelerinin sağlıklı ve güvenli ortamda çalışmasının sağlanması ve koşullarının iyileştirilmesidir. Son yıllarda iş sağlığı ve iş güvenliği konularında birçok yasal düzenleme yapılmasına rağmen uygunsuz çalışma koşullarına bağlı olarak iş kazaları ve meslek hastalıkları her geçen gün artmakta, kazaların birçoğu iş cinayetleri ile sonuçlanmaktadır. Yaşanan iş kazaları hem meslektaşlarımızı olumsuz olarak etkilemekte hem de bu konuda hukuksal olarak sorumluluğu olan meslektaşlarımızı zor durumda bırakmaktadır. Odamızın gelecek dönem bu konuda uygulanabilir politikalar geliştirerek meslektaşlarımızın haklarını savunmaya devam etmeleri gerekmektedir.

 

  1. Kadına, doğaya, emeğe karşı son yıllarda gerçekleştirilen saldırılar giderek artmaktadır. Kadınları son yıllarda toplumsal hayatın gerisine itmeye çalışan eğitim sistemi, özellikle esnek ve güvencesiz ucuz emek istihdam modeli ile kazanılmış haklar konusunda sürekli geriye gitmeye devam etmektedir. Özellikle kadınlar, çocuklar, LGBTİ+ bireyler için kazanılmış ciddi bir sözleşme ve kanunla desteklenen İstanbul Sözleşmesi’nden 2021 yılında çekilmesi kabul edilmezdir. Ülkemizde artan kadına karşın işlenen cinayetler ve şiddet giderek artmaya devam etmiştir. Özellikle pandemi döneminde ev içi şiddetin yoğun bir  şekilde arttığı ve görünmez ev emeğinin sürekli sömürüldüğü çok ağır bir dönem yaşadık. Bu vesileyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararını kabul etmiyor ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmasını talep ediyoruz. Üyelerinin % 23’ü kadın olan TMMOB’nde kadın örgütlülüğü de 2009’dan bu yana kurultay ve sempozyumlarla bir araya gelerek; kadın olmaktan kaynaklanan toplumsal algı ve dayatmaların eğitim, iş hayatı, toplumsal hayatta ayrımcılık noktasındaki sorunlarının konuşulduğu geniş bir platform oluşturmuştur. Kadın mühendislerin sosyal statülerinin kazanılması ile ilgili odamızca ayrıca kadına yönelik istihdam arttırma çalışmaları desteklenmelidir. Kadın emeğinin çok yoğun olduğu tekstil sektöründe çalışan kadınların güçlendirilmesi için ön açıcı çalışmalar yapılmalıdır.

 

  1. Tekstil ve deri sektörü hem yarattığı katma değer hem de istihdam ettiği kişi sayısı göz önüne alındığında ülkemiz ekonomisi için halen daha vazgeçilmez bir sektördür. Öte yandan hem sektördeki kayıt dışı ekonomik hareketler hem de kayıt dışı istihdamlar en çok sektörün emekçisi olan biz mühendis ve tekstil işçilerini çok zor durumda bırakmaya devam etmektedir. Ülkemizdeki sürdürülmesi mümkün olmayan kötü ekonomik politikalar ve buna ek olarak dünyanın konjoktürel olarak yaşadığı sosyal, siyasal ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle tekstil sektörünün en büyük paydaşlarından biri olan mühendisler ve tekstil işçileri ekonomik ve sosyokültürel açıdan ciddi zararlar görmüştür. Sektörün yarattığı katma değerin eşit şekilde paylaşılması ve çalışma hayatının sıkı kurallarla belirlenmesi gerekmektedir. Ülkemizin de ciddi bir sorunu olan sığınmacı ve göçmen sorunu kayıt dışı çalışanlar açısından en çok tekstil sektörünü etkilemiş, ucuz iş gücünün en çok görüldüğü sektörlerden biri olmuştur.

 

  1. Tekstil ve deri sektörü son yıllarda klasik üretim tarzından farklı alternatifler yaratarak teknik tekstillere yönelmiştir. Meslektaşlarımızın bu değişime yeterli cevap olabilmeleri için üniversite-sanayi işbirliklerinin çoğaltılması, bilimsel ve deneysel araştırma imkanlarının arttırılması ve desteklenmesi, eğitim ve yeni geliştirilen metodların meslektaşlarımıza hızlıca ulaşmasının sağlanması önemlidir. Bu çalışmaların geliştirilmesi, katma değerli ürün üretimini arttırması nedeniyle hem sektörümüzün hem ülkemizin refah seviyesini yükselteceğine inanıyoruz.

 

  1. Gençlik politikalarının yanlış uygulamaları sonucu yapılan araştırmalara göre gençlerin büyük bir çoğunluğu yurtdışında yaşamak istemektedir. Bu durum gençlerin giderek hem eğitim açısından hem de asgari geçinme şartları açısından giderek ağırlaşan ekonomi politikalarının karşısında ezildiğini gösteren acı bir tablodur. TMO olarak özellikle genç meslektaşlarımızın ülkemizde yaşanan yanlış politikalardan daha fazla kötü etkilenmemesi için yol ve hedefleri doğrultusunda desteklenmesi için çalışmalar örgütleyecektir.

 

  1. Ülkemizin önde gelen sektörlerinden biri olan Tekstil ve Deri Sektörü ile ilgili olarak sektörün genişletilmesi amacıyla yapılan teşvik uygulamalarının güncel hale getirilmesi her yönü ile nitelik açısından geliştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Teknik ve akıllı tekstil üretimi, geri dönüşüm, verimlilik ve sürdürülebilirlik konularında sadece uygulayıcı değil aynı zamanda hayati olan bu çalışmaları geliştiren bir üretim politikası uygulanmalıdır. Kalkınma planında teknik konuların yanı sıra yereli ve yerelin ihtiyaçlarını gözeten, güvenli çalışma koşullarının ve kaliteli yaşam standardının yükseltilmesi konularını da içermelidir.

 

 

Ülkemizde yapılması gereken hukuk, sağlık ve toplumsal yaşamın tamamını ilgilendiren mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve örgütlerinin anayasal dayanağı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin karşısında uygulanan baskıcı politikaları reddediyor. Mesleğimiz ve hayatlarımız için emek alanında uygulanan demokratik uygulamaları destekleyeceğimizi belirtiriz. Özgürlükçü, eşitlikçi, katılımcı, demokratik, ekolojik üretime katkı sağlayacak ve güçlü kalkınma politikaları ile güçlü bir Türkiye’ye ulaşma yolunda, TMMOB üyesi kadın ve erkek eşit bir şekilde, yan yana, yaşamın her alanında çalışmaya ve üretmeye devam edeceğimiz yönünde umudumuzu yitirmediğimizi ve bu umudu yeşertmek adına her alanda çalışmaya devam edeceğimizi vurgulamak isteriz. Üretim potansiyeli ve işgücü sayısı bakımından ülkemizin kalkınmasında önemli yeri olan tekstil ve deri sektörünün sorunlarının çözümleri Tekstil ve Deri Mühendislerinin toplumsal ve yasal sorumluluğunu yerine getirip, meslek odalarında örgütlenmeleri ile mümkün olacaktır. Tüm bu süreçlerde Tekstil Mühendisleri Odası yeni çalışma döneminde de örgütünden ve üyelerinden aldığı güçle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.

 

26.03.2022

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası